Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri, 1983-2017 yılları arasında atmosfere 9,5 milyon ton sülfür dioksit, 890 bin ton azot oksit, 65 bin ton toz, 28 bin kilogram cıva saldı;
Kömürlü termik santraller ile kömür üretim tesislerinin "dışsal maliyetler" olarak çoğu zaman görmezden gelinen gerçek bedelleri, insanların hayatları, sağlıkları, sosyal, ekonomik, kültürel varlıkları, ekosistem tahribatı ve iklim değişikliği ile ödeniyor. Muğla ise ev sahipliği yaptığı kömür üretim tesisleri ve 3 kömürlü termik santral ile bu etkilerini, tehditlerini ve alternatiflerini ortaya koyabilmek için bir açık hava laboratuvarı niteliğinde.
Muğla’da kömür, üç termik santral ve onlara yakıt sağlayan linyit madenleri ile, son 35 yılda ilin tarihi coğrafyasını şekillendiren en önemli etkenlerden biri haline geldi. İldeki bu coğrafi değişim, ağır ekolojik, toplumsal, ekonomik bedelleri de beraberinde getirdi.
Emekliye ayrılma yaşına yaklaşmışken 2014 yılında özelleştirilen Muğla'daki 3 kömürlü termik santralin rehabilitasyona alınması ile kapasitelerinin artırılması planlanıyor. Buna göre çoktan emekli edilmesi gereken santrallerin ömrü 25 yıl daha uzayabilir. Bu da, termik santrallerinin oluşturduğu baskıya ek olarak mevcut kömür madenleri ve kül barajlarının da genişlemesi ile bölgedeki doğanın ve yaşam alanlarının kalıcı tahribatına neden olabilir.
KÖMÜRÜN GERÇEK BEDELİ, 2018 yılında başlattığımız kapsamlı araştırma dahilinde kömürlü termik santrallerin doğaya ve topluma ödettiği gerçek bedelleri araştırırken Muğla bölgesini bir vaka olarak ortaya koyuyor. Araştırma, genelde "dışsal maliyet" olarak tanımlanan ve kömür kaynaklı enerji üretimi politikaları, yatırımları çerçevesinde göz ardı edilen ve doğanın ödediği yaşamsal bedellerle bir son verilebileceğine ve alternatiflerin ortaya çıkarılabileceğine işaret ediyor.
Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri, 1983-2017 yılları arasında atmosfere 9,5 milyon ton sülfür dioksit, 890 bin ton azot oksit, 65 bin ton toz, 28 bin kilogram cıva saldı;
2018-2043 yılları arasında, her bir santral 50 yaşını dolduruncaya kadar çalışmaya devam ederse; çevre yatırımları mevzuata göre yapılsa bile, santrallerden kaynaklı hava kirliliğinin 5.300 insanın daha erken ölümüne yol açacağı öngörülüyor.